70’li yılların başında Türkiye’nin tam da nedenini anlamadan birbirine sağcı solcu diyerek ötekileştirdikleri zamanlarda doğdu.
Çocukluğunu eski bir başkent olma havasını henüz kaybetmemiş Trabzon’da –çoğunlukla hayal kurarak ve hayat ansiklopedisi okuyarak – geçirdi.
80’li yılların ortalarında “Hayalle peynir gemisi yürümüyor” lafını öğrendiği Samsuna taşındı. Kaos teorisine uygun şekilde, lisedeki öğretmeninin itinasıyla, Resim Bölümünü kazandı ve okudu.
Değişik ve ilgisini çeken hemen her şeyi öğrenmek hobisiydi. Üniversiteyi bitirene kadar, çocuk yuvasında resim öğretmenliğinden, otopark bekçiliğine kadar yirmiye yakın işte çalıştı. Türkiye’nin büyük bir bölümünü dolaştı.
Bir kaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Milenyumla birlikte İstanbul’a yerleşti.
Birçok projede bağımsız art direktör ve yönetmen olarak çalıştı.
Farklı konulara ilgisini -ya da maymun iştahlılığını- en iyi gidereceği mesleğe yöneldi. 2007 yılında kendi reklam ajansını kurdu. On yıl kadar bu ajansın ajans başkanlığını yaptı. Kozmetikten sağlığa, hukuktan kuru yemişe birçok sektörde yerli ve uluslararası markalarla bütünleşik pazarlama, markalaşma, iletişim fikirleri üzerine çeşitli projeler çalıştı.
www.gecmisgazete.com’u hayata geçirdi.
Marka yayıncılığı, kişisel markalaşma, yakın gelecekteki iletişim modelleri, yerel markalaşma, profesyonel fikir üreticisi olmak gibi konulara özel ilgi gösterdi.
Türkiye’de “fikir ajansı” olur mu diye sordu ve denedi.
Halen “Yaratıcı Marka Danışmanı” olarak birçok marka ve kişiye danışmanlık vermektedir.
Sevgili Mustafa Can , Sinan Canan hocayı internette keşfedip takip etmeye başladıktan sonra sizinle ortak videolarınızı izlemeye başladım . Adıma çok teşekkürler .
Sizleri dinledikçe o sohbetlerin içinde olmadığım için , sizinle arkadaş olmadığım için çok hayıflanıyorum . ( kim bilir belki birgün arkadaş olma fırsatımızda olur. )
Sinan hoca nın tüm anlatım videolarını ve ortak videolarınızı da mp3 e çevirip arabada ve bilgisayarda tekrarlayarak ve notlar alarak dinliyorum.
Küçük kızım , eşim ve kendim adına yaptığım bazı çıkarımlar ,
birşeyi fiziksel olarak elle yapma becerisini geliştirmeye çalışmak ,
kullandığın dili çok iyi kullanmaya ve öğrenmeye çalışmak ,
eğitimini ve hayatını içgüdüsel olarak sürüklendiğin yönü içindeki ilgi alanına sevgine yönlendirmek ,
kadim bilgiden yararlanmanın yolunun güncel bilginin tüketilmesinden , bilginin tüketilemesinden kaynaklandığını bu yüzden çok gözlem yapmanın çok okumanın dialektik düşüncenin , çeşitli fikirlerin değerli olduğunun , ve bu bilgi yığınağından damıtılmış ve formatımıza uygun bilginin oluşması için aklın ara boşluklarla ağır çekimde dinlendirilmeye dinginleşmeye ihityacı olduğunu ve bunun kadim bilgiyi çağıracağını ….vs. vs.
Şu anda Barış Manço , sanatçı olmak vs konusunda ki videoyu izliyorum.
Mizah dergilerinin kaybolmaması konusundaki çözüm arayışınıza bir öneri , market poşeti ve gıda ambalajlarının kullanılması olabilirmi acaba , şehir panoları duvar resimleri ….?
tüm emeklerinize sağlık
Sevgi ve Saygılarımla
Holiganlığa varan taraftar olma durumunun da bu şekilde başladığı kanaatindeyim. Beğenmek, desteklemek, yeniliğe açık olma ve sürekli öğrenme isteği muazzam bir şey. Bu gayretinizi takdir edilesi olduğu kadar da ürkütücü buldum. Dengenin ve aşırıya kaçmamanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Yeni tanidim,iyi bir adama benziyor.hayırlısı.
Galiba, Sinan Canan la birlikte Başlarındaki tüyler,i zekaları ve tabii ki bildikleri dışarı fırlasın diye dökülmüş iki kel. ama adam gibi Dava adamı. SİZİ ÇOK SEVİYOR VE İZLİYORUZ. Sağolsunlar….
Yaklaşık 2 yıl önce, önce Can sonra Canan serisi ile tanıştım. Tanıştım diyorum çünkü videolarda kendime oldukça yakın birisi gibi hissetmemi sağladı. Öncelikle bir sanatçı olduğunu düşündüm, daha sonra bir hayat koçu (koç kelimesini de pek sevmez ama) olduğunu keşfettim. Bazen bir şey ifade etmek isteriz ve o şey dilimizin ucundadır, ama ifade edemeyiz ya. Bu adam, bunu başarmama ve kendimi ifade etmeme yardımcı oldu. Onun bana sağladığı katkıları uzun uzadıya anlatabilirim, ancak bu muhtemelen sıkıcı olacaktır. Kısacası, kendimi bulmamı sağladı. Aslında, kim olmak istediğimin ve Mustafa olarak kendimi neler yapmayı seveceğimi ve neleri arzuladığımı fark etmeme yardımcı oldu. Bu durumu, kişisel gelişim kitapları gibi gaz vererek değil, tamamen sistematik ve bilinçli bir şekilde yürütebileceğimi anlayarak katkı sağladı, matematik gibi. Şu anda ne kadar yazarsam yazayım, bana yetersiz gelecek. En iyisi, siz bu adamı takip edin! Harika bir YouTube kanalı var (şu an pek popüler değil ama). Kesinlikle harika bir kanal. Emin olun, birkaç saniyeniz bile boşa gitmeyecektir. Belki de bir saniye, o da nefes aldığı için olabilir. Kendisine çok teşekkür ederim.